7 Ocak 2016 Perşembe

tuz

etrafta bolca gordugum, gordukce icimde bir seylerin buruldugu espriler, laf kaliplari var. azalarak bitmeyecekler; ama kullananlar orada bir yerde birini incitebilecegini fark etmiyor bile bence. bunlar, cok daha yayginlasmis hassasiyetlerin (cinsel kimlik, engellilik vs) yaninda nerdeyse gorunmez halde: sira gelemeyenler.

ben uc tanesini yazayim, bu ara cok gozume battigi icin. elbette fazlasi vardir:

1) her mutsuz / uzgun oldugunda veya sadece bunaldiginda buna depresyon demek: bu yaygin. "off butun gun evde depresyondaydim, aksam nereye aksak?" dediginizde, bunun gercekten depresyon olma ihtimali sanki birazcik az. karsinizdaki insanin veya onun bir yakininin, hayatinin bir asamasinda depresyonla mucadele etme ihtimalinden cok cok daha az. depresyon klinik bir durum, turp gibi insanlari hastanelik, basarili insanlari evsiz edebiliyor. normalde hafife almiyorsaniz, kelimeleriniz de almasin. panik atak, kaygi bozuklugu vb seyleri de buna ekliyorum. hele hele "amaan bunlar uydurma seyler, simariklik" filan diye dusunuyorsaniz sahiden bu muazzam fikri kendinize saklayin; cunku bkz yukardaki ihtimaller.

2) alkol, kumar, uyusturucu vs bagimliligi esprileri: "bu aksam da icicem tam alkolik oldum yaa", "hic mi uyumadiniz, gozaltlarin eroinman gibi" vs vs. agza sakiz olmus laf. benzer sekilde, bagimlilik da hayati bozan, darmadagin eden, kimi insanin bir sure veya donem donem kontrol edebildigi, kiminin tamamen kontrolu yitirdigi, genelde depresyon vb diger rahatsizliklarla icice gecen, caresi tedaviden cok kontrol etme becerisi gelistirmekten ibaret olan bir klinik durum. Levent Kirca'nin sarhos parodilerine de gulmezdim. Nurseli Idiz'e duzenli olarak yapilan "alkolik nurseli yine gazetecilere saldirdi!!! cocugunu ihmal etmis ve kilo almis!!! hani birakmisti!!!" tacizlerini de igrenc buluyorum, tazminat davasi acip donlarina kadar alabilecegi bir ulkede yasamamasi cok yazik. bir erkek olsa bu kadar ustune gidilmeyecegini gectim, acizligini somurmek bu. baska bir hastalikta asla yapilmaz, "aman saglik" denir ve ozel hayat olur. siz bi kanser hastasina "aman tanrim saclara bak!!!" dendigini okudunuz mu? bagimlilik da bir hastalik. siz iki birayla alkolik olmazsiniz (gerci olabilirsiniz, tuketim sikliginiza bagli); ama bu neseli esprilerinizi yaptiginiz kisi ve bir yakini hayatinin bir asamasinda bagimliliga saplanmis olabilir.

3) havada ucusan sizofren / spastik teshisleri: bir gazetenin 3. sayfasinda igrenc bi haber okudunuz veya cok tuhaf biriyle tartistiniz veya neyse. "Sizofrene bak yaaa, spastik herif" dediniz. o kisi muhtemelen sizofren veya sipastik degil; ama bunun ne onemi var? siz rahatladiniz, onemli olan bu. turkiye'de 10 milyon engelli insan var, bunlarin bi kismi da zihinsel engelli veya ruhsal rahatsizliklari var. bu insanlarin aileleri, akrabalari, dostlari var. yine de tabii, rahatlamaniza sevindim.

4) evli / evlenecek insanlarla inatla cocuk konusmak: bu cok siradan kategoriye bi kadina (ozellikle feminizm tartisirken) surekli annelik/ cocuk sahibi olma sorulari sormayi da dahil ediyorum. simdi tabii oncelikle: SIZE NE - bu kolay kismi. ama bakin konu sadece bu degil: cunku hayat biraz daha karmasik. kendisi veya esi kisir olan insanlar var. surpriz, yine de evlenebiliyolar. dusuk yapmis, kurtaj olmus kadinlar var. miyom vs tonla rahatsizlik yuzunden hamileligi riskli olan, isteyen, tek bir hakki olan; ama karar veremeyen kadinlar var. ya herkesten gizledigi ilk hamileligini herkesten gizledigi tecavuzle yasamis kadinlar da var, mesela. bunlari asla bilemezsiniz, bilmeniz de gerekmiyor. kimsenin size once jinekolojik rapor sunmasini bekleyemezsiniz. ihtimalleri "cocuk istemek ve yapmak" ile "cocuk istememek ve yapmamak" gibi basit iki secenekten ibaret gormemek lazim. misal, bana da buraya ilk tasindigim zamanlarda muthis rahatlikla "aa issiz misin, dogursana? ben kesin dogururdum ya" diyen arkadaslarim oldu. ve ben her seferinde, mesela kisir olsaydim, bu lafla canim yanardi diye dusundum. veya bunu rahatca soyledikleri siralarda dusuk yapmis olsam. onlar bu kadar basit seyleri dusunmediler. laflarini biraz da zariflestirmeyi, fikirlerini daha ince bi sekilde paylasmayi dusunmediler. "size ne"nin otesinde, karsindakinin gorunmeyen bi yarasina tuz basma ihtimalini gozeterek konusmak, bence bazal bir sey. sonradan "ozur dilerim, bilmiyordum" dememek icin. kavga esnasinda da cok soyleniyor bunlar. "aa feminist misin, insallah anne olmazsin cocuga yazik meheheh" dendigini duydum mesela. bunu travmatik bir kurtaj yasamis bi kadina soyleyebilme ihtimalini akil edemeyen insanlar var. bana sahiden cok acayip geliyor.

***

"e ne var canim, herkes bi si soyluyo, surekli kendimizi mi filtreleyelim, DUYARCILIK BU!" diyen olacaktir, oluyor. o size kalmis. ben, bu saydigim ihtimalleri, karsimdakini kirma riskini filan dusununce bu laflardan uzak duruyorum. degmez diye dusundugum icin. enteresandir, ne derdimi anlatmada sorun yasadim ne de esprilerim eksik kaldi. yine de iletisim kuruluyor yani.

herkesin bir yarasi var, cogu gorunmuyor. yas ilerledikce de fark ediyorsun ki o yaralar azalmiyor, artiyor. cogu da asla tam kapanmiyor. kimi her gun ayakkabinin vurdugu nasir gibi, aynada sana bakiyor. hepimiz, her gun, her an elimizde tuzluklar, ortaliga saciyoruz. elbet incinip incitiyoruz, olur o kadar. ama en azindan farkina vardigimiz bazi tuzluklari rafa birakmayi secebiliriz. bence. hic fena olmayabilirdi.

1 yorum:

Emir Bey dedi ki...

Deryik <3

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker