guzel insanlar var. guzel gunler olacak. bugunun hicbir kavgasi dunden de yarindan da ayri degil. dert bitmiyor belki; ama esas mesele iyiyi, guzeli, dogruyu, adili dert edinmekte. akli, mantigi korumakta. ortak payda bulamamak, ortak dil bulamamaktan. hayirlari degil, evetleri konusmamaktan. yuz kisinin analiz yaptigi memlekette bir kisinin bile tansiyon dusurmeye calismamasindan. kimin kimden nefret ettigini ezberledim. cok da icten ediyorsunuz, elinize saglik. o nefret size yetiyor da otesini aramiyorsaniz, ona da care yok. nefretle ofke arasindaki farki bile kacirdi insanlar artik. brezilya dizisi temposunda gundem sevdasi.
oysa duygular kimsenin umru degil. benim de degil. kimi sevdiginizin, kimden nefret ettiginizin zerre onemi yok. baris duygu isi degil, akil ve mantik isi; ama savas dedigin tam da o duygu manipulasyonunun zaferi. yapmak yikmaktan zor oldugu icin boyle. huzur zor oldugu icin boyle. pal sokagi cocuklari gibi "ama anne o baslatiiiiigg" demeden yasamanin hikmetinden, boyle. hayat bilgisayar oyunu olmadigi icin boyle. kastim, endiseli anne edasiyla "galeyana gelmeyin yavrum, siz onlara uymayin cocuum" demek degil tabii. ama aciklamaktan yildim. herkes anladigini alsin.
ulke yine yangin yeri. herkes birbirini sucluyor ama bir gunde 14 kisinin oldurulmesi gibi bir agir gercek bu yuklerin arasinda yerini bulmuyor. kimsenin cigerine cokmuyor. sayidan bile emin degilim, demin 18 okudum bir yerde. kimse o 18'i bilmiyor. sira gelmiyor. agiz dalaslari daha tanidik, tanidiksa kolaydir. nefret cabuk ogrenilen, insanin hucrelerine sinen bir refleks. kimi icin yutkunmak kadar siradan. birine yutkunmamayi nasil ogretirsiniz ki?
guzel gunler olacak. bu yazi da cicek bocek, ne diyon kizim sen yazisi olsun. baska yerde de dedim, cacikta nane yok diye karisini oldurebilen insanlarin elinde din, vatan, politika filan, kitle imha silahi zaten. kutsalin cezai ehliyeti iptal etmesi gibi bir genelgecer kabul var. ama guzel gunler gelecek. ne nefretin tanidikligi, ne savasin duygusalligi, ne de bu sirazesinden cikmis hoyratlik surer. ben sadece aklin, ilmin, mantigin sukunetine inaniyorum, guveniyorum. sagduyu cagrisi degil bu. daha fazlasi. insanlarin icindeki yaratigi terbiye etmesini degil, ondan kurtulmasini istedigim icin.
delirmemek icin Aydinlanma donemi resimleri, edebiyati filan iyi geliyor. umutsuzluk kadar insani tuketen bir sey yok. akrep gibisin kardesim demis ya Nazim, o siir bile yetmiyor artik. herkes uzman, herkes bilirkisi. laf kalabaligindan bunaldim. sosyal medya dev bir ayna, herkes soylev cekerken kendini seyrediyor hayran hyran. kimi siyasi partilerle sinirli, dar bir ufukla ahkam kesiyor, kimine son guncelleme 1980lerde gelmis. kimsenin de elle tutulur bir sey dedigi yok, onu diyecek olana ulasmak zaten zor, sessizce diyor kosesinden.
uzaktayim evet, tuzum kuru. oysa burda kimse madimak'i bilmiyor. insanlarin diri diri yakildigini izlerken biz, kutsallar ve hassasiyetlerle paketlenip hakli cikarildi bu katliam. kimse maras'i bilmiyor. kimse bu ulkenin 90larini yasamadi. burda kimseye anlatmam, anlatamam. anlamayacaklarindan degil. gozlerindeki o bakisa tahammulum olmadigi icin. nedir, insanin cigerine cokuyor iste.
bana yine ben lazimim yani. onun da caresi iste, guzele, iyiye guvenmek. sirf bunca nefretin buyuklugu karsisinda dilim tutulmasin diye. gunun sonunda, elde kalan tek sey 14 yeni mezar ve cinayetiyle gurur duyan insanlar. etkisi kusaklar boyu gecmeyecek bir belanin icinde, girtlagimiza kadar battik ve evet, ben hala iyiye, guzele, akla, mantiga, dogruya inaniyorum. illa bir taraf secilecekse, tercihim bu.