İnsan bazı şeyleri küçükken, çok tuhaf şekillerde öğreniyor ve asla unutmuyor.
Mesela benim için bu bilgi, 1993 yılından beri şu:
Mor/ koyu kırmızı renkli tüm sebze - meyveler kan yapar ve bunların başında da pancar turşusu gelir.
Kapı çalmış, en alt katta oturan koyu katolik, alman komşumuz. elinde neredeyse bir kazan, mosmor, kopkoyu pancar turşusu. ben pancardan pek bi nefret ediyorum o sıralar. anneme getirmiş. annem, dünyanın en sıradan rahatsızlıklarından biriyle ilgili yapılan yanlış bir teşhis yüzünden ölmek üzereyken, doktor arkadaşları sayesinde ölümden dönmüş birkaç gün önce. şimdi yorgun, dinleniyor. ben o zaman bu kadar ayrıntı bilmiyorum; sadece koşturmalar, hep aralık bir kapı, gelip gidenler ve ben. ben 9 yaşımda, koskocaman bir ablayım; çünkü kardeşim 1 yaşında ve minicik. alman komşumuz, inançları gereği kan alma / verme işlerine uzak olduğu için, fi tarihinde kendisi de bir ameliyattan sonra pancar turşusuyla toparlamış. Anneme bir kazan pancar turşusu getirmiş şimdi. demek ki annemin o turşunun hepsine ihtiyacı var, demek ki anneme çok kötü şeyler olmuş. komşumuz şimdi güler yüzlü, şen şakrar bi kadın, demek ki pancar harika bir şey aslında. annem o turşu kazanını hemen, bi oturuşta bitirsin.
belki de kapıyı ben açmadım, annem açtı. belki ben komşumuzu ve o kocaman turşu kazanını hiç görmedim, annem anlattı. belki ameliyattan sonra turşu yiyip iyileşen komşumuz değil, kocasıydı. olsun. tüm bunlar, hafızamın en mor köşesinde kayıtlı. işte pancar turşusu, o berbat senenin o berbat yazının törenlerle kapanışıdır. pancar turşusunun iyi edemeyeceği şey yoktur. her ayrıntısını yazsam inanmayacağınız kadar berbat ve hastane dolu geçen o 1993 yazını bile bitirmiştir. ben her pancar turşusu yiyişimde o yazın berbat günlerini değil, o günlerin bitişini hatırlarım, içim rahatlar.
özetle: mor şeyler yiyin. bir de iyi komşular, iyi doktorlar ve iyi arkadaşlar edinin.
3 yorum:
Ben pancarin her haline bayilirim. Artik her yedigimde bu tamamini bilmedigim aniyi hatirlayacagim. Belki seneler icinde ben de biliyordum da unuttum hissine kapilirim.
Deryikk,
uzaktan uzağa okumak ne tatlı biliyor musun yazdıklarını.
Bu arada kartpostalıma cevap yazıp postalamak için bekliyorum çünkü lavanta keseleri ve bir çift davetiye göndereceğim sana.
öptüüm
özet, çok özet :)
Yorum Gönder