8 Haziran 2011 Çarşamba

çünkü ben haklıyım.

“Bilirdim ki Ankara bizimdir. Bilirdim ki Konya, Artvin, Edirne bizimdir. Bilirdim ki, oy verip seçtiğimiz vekiller, bizim vekillerimizdir. Meğer ne çok yanılmışım, ne çok safmışım. 

Bu ülkeyi sevmek ne zaman suç oldu? Kurdun, kuşun, böceğin hakkını aramak suç mu? Biz ülkenin gelişmesini istemiyormuşuz. Nedir bu gelişmek? Koca koca barajlar mı? Bir dereye 20 tane, 30 tane HES yapıp dereleri borulara, tünellere hapsetmek mi gelişmek? Dağları, tepeleri yerli, yabancı yağmacılara satıp talan etmek mi? 


Anadolu’yu yok etmeye gücünüz yetiyor. Dünyayı yok etmeye gücünüz yetiyor. Yeni bir dünya yaratmaya gücünüz yetecek mi? Bir Anadolu daha yaratabilir misiniz? Bana yeni bir Senoz Vadisi verene kadar buradan gitmeyeceğim!” 


sinan akçal, senoz vadisindeki her şeyini kaybetti. 40 gün 40 gece ankara'ya yürüdü. onu başkentine sokmadılar. açlık grevine başladı meclis önünde, basın açıklaması yaptı. tam bu sözlerini bitirdiğinde de gözaltına alınmış.

*

bilmem ki denk geldiniz mi, "anadolunun isyanı" diye bir film var, nette dolaşan. yine bi ara koymuştum sanki. neyse, orada bir vatandaş şöyle diyor:
"biz burda toplasan 100 kişiyiz. bu koca devlet, bizi mi alıp götüremiyor? atsın, tıksın içeri, sustursun? ama yapmıyor; çünkü yapamıyor. neden? çünkü ben haklıyım."

bazen işte, her şey bu kadar basit.
sinan akçal'ı da bırakacaklar elbet. şimdiye kadar açılan davaların %99'unu kazanan çevrecilerin, "çevreci lobi" değil, "çevreci vatandaş" olduğu idrak edilene kadar da sürecek bu tepki. Senoz Vadisi'nde mahkeme kararıyla durdurulan bir baraja inatla ruhsat verenler anlayacak bunu. neticede, beyfendinin dediği gibi: bi şi yapamıyorlar; çünkü haksızlar.
işte bu durum, bazı yetkililerde sinir, bazılarında da gaz yapıyor.

6 yorum:

Emir Bey dedi ki...

Bir şey yapamadıklarından şüpheliyim...

deryik dedi ki...

yok gerçekten, şunca canilikle neler yapabileceklerini düşündükçe, bu bir şey yapamamış halleri. kolluk kuvvetlerinin terörü bile bir yere kadar.

T. dedi ki...

Bu ülkede fütür şapka takmak garip oldu, tuhaf oldu artık... öyle bi şiy taktığımda ve insanlar maykl diye seslenğince tuhaf hessidiyorum kendimi... 100 sesede nereye vardık, nereye gidiyoruz sorasım geliyo... bilmeseydim cevabı keşke ........:(

Zeynep dedi ki...

kimseyi atlamak istemem ama bu hayatta en saygı duyduğum adam sanırım yaşar kemal'dir.
ben ona, o da anadolu'ya aşık.
bakın neler diyor, beni bile ağlatıyor:

"Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Bugün varsınız yarın yoksunuz, bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer.

Doğaya düşman olan bir ülke olduk. Toros dağları bizim dağlarımızdı. Çocukluğumda, gençliğimde dağlara yaylaya giderdik. Bahar ve yaz günlerimiz Toroslar’da geçerdi. Yaylalar çok güzeldi. Ormanlarda çiçeklerin kokusundan geçilmezdi. Yiyecek otlar herkese güç verirdi. Dağlarda insanlar hastalık bilmezlerdi. Bugüne geldik. Bu günler, o günler değil. Bu ağaçlar o ağaçlar değil, bu çiçekler o çiçekler değil. Yaylara girildi, ormanlar kesildi, ağaçlar gece gündüz ovalara, şehirlere, kasabalara, köylere taşındı, ceviz ağaçları da başka ülkelere. Ormanlarda ceviz ağaçları tükendi.

Eskiden her kırk, otuz, yirmi çınarın altındaki pınarlar kalmadı, kızlarına o pınarların adını koyanlar da hemen hemen kalmadı. Yağmur suları ile köylerin, kasabaların, illerin evleri, bahçeleri, tarlaları sular altında kaldı. Yağmur suları artık her yeri kesip kıracak.

Bu, kazançlarından başka dünyayı görmeyen, bilmeyen yöneticilerin marifetidir. Bu, erozyon deyince gülenlerin, ne olduğunu bilmeyenlerin ahmaklığıdır.
Son yıllarda bir de barajlar çıktı. Bilenler bilir, dünyada birçok ülke barajların belasına uğramıştır. Bizde barajların ne olduğunu bilmeyenler gitsinler Rusya’yı Mısır’ı görsünler, gelsinler bizi görsünler. Adana’yı, Urfa’yı görsünler. Gelenler bir de Allianoi’yi, Hasankeyf’i görsünler.

Allianoi’nin ne olduğunu bilmeyenler üstüne çakıl taşı dökmüşler. Oysa burası insanlığın sağlık merkezidir, insanlığın kutsal bir yeridir. Bizim kıymetli barajcılarımız çok zekilerdir, üstünü çakılla, kumla örtmüşler.

Niçin görsünler insanlar onları? Görsünler de güldüklerinden utansınlar.
Bir de Hasankeyf var. Hasankeyf’te baraj yapılsın diye bize, bize değil barajcılara bazı Avrupa ülkeleri para vermek istemişler, sonra da seçmenleri bu paranın nereye gideceğini anlayıp tepki verince parayı vermekten vaz geçmişler. Sayın ya elbette sayın politikacılar herhalde şaşırmışlardır."

deryik dedi ki...

yaşar kemal, orta dünyadan, ahir zamanlardan bize miras gibi. kendi de, sabrı da sonsuz. bir sürü basın açıklaması yaptı, destek verdi; ama devletlüler anca sırıtarak tokalaşıp fotoğraf çektirmeyi biliyor.

Adsız dedi ki...

şimdi nükleerden geçildi ya, kömüre HESe dönüş diyorlar. yok canım!! rüzgar enerjisi güneş enerjisi çuvala mı girdi? aklın yolu bir.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker