bavul yaptım, umarım becerdim. genelde fena değilimdir ama bu sefer soru işaretli. 31 derece olup gök gürültülü sağanak yağışlı bir yere ne giyilir ki? ayakkabı kutularından çıkan nem alıcı zımbırtılardan elbise yapsalar keşke. neyse işte, böyle saçma şeylere kafa yoruyorum..
akşamları tüm vaktimi aynı kanepede oturup, peşpeşe giden polisiye dizileri izleyerek geçirebilirim. bu ara akşamlar böyle: boş boş, cinayet ve kayıp vakaları seyrediyorum.
selahattin demirtaş, başbakan'a "
ofiste ellerim, evde de ayaklarım donuyor. güneşli yaz günleri bittiyse, n'olur artık sıra kaloriferli sonbahar günlerine gelsin.
daha önce de söyledim sanki: iş için e-mail gönderirken "tşk derya hn, svg" yazan kadının dünyayı kurtarma ihtimaliyle yaşıyorum ben. yoksa niye yani, niye biz öyle dünkü ergenler gibi, sivilcelerimiz sönmemiş gibi, elimizdeki smartphone'a parmaklarımız sığmıyormuş gibi tasarruflardayız? aah ah.
2 haftadır filan, wall street işgali var. amerikalılar da kendilerince bir şeyler yapıyolar efendim işte, ülkenin dört bir yanından yardım yağıyor, kamp kuruluyor. ispanya veya şili olunca (hele ki başlarında genç ve güzel kadınlar olunca) zevkle yer veren medya (tabii ki o kadınların boy boy fotoğraflarıyla), ABD olunca çıt çıkarmıyor.
bugün uçuş! saçımı kestireyim de singapurun nemiyle mücadelem kolaylaşsın. 31 derece diyodum, 39 derece hissediliyomuş. su kabarcığına gidiyorum galiba.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder