14 şubat etkinliği: toplantı. "işimize aşkla bağlıyız" esprisi çok sıradan, hiç gülmedim.
eve geç geliyorum, az uyuyorum ve beynim zonkluyor.bu yazıyı 3 gecede filan yazdım. böyle zamanlarda ren& stimpy geliyor aklıma. bi de neydi o koca beyinli, beyaz renkli faremsi şey, o. yaşlandım. prometheus ve bob ne güzeldi, kablam! vardı. niye aklıma bunlar geliyo bilmiyorum. üstelik eşek kadardım, kardeşimden tanışıyorum.
bi yandan da: ufaktan bi şiler değişiyor galiba.dün ben grileri çektim, sabah sabah yollara düştüm, akşama sonuç alır gibi oldum, bugün de sahiden aldım. bi tuhaf - bi hızlı. şu an saçma bi yoğunluktayım diye sanırım, en olmaz işler oluyor. hala "ama" diyorum, hala "belki" diyorum, huyum kurusun: hep itiraz. yaşımı aldığımın kanıtıysa: "bekle ve gör"e doğru gidiyor olmak. yine de vakit var. iyi şeyler de oluyor, denizlere çıkar sokaklar ve saçım dökülse de kökü bende. 1 ay. 1 aycık. aksilik çıkarsa ara parçaların başını koparıcam.
mor bi çantam var, oldu. ama böyle "grileri çektim" mor çantası değil, "bu hafta ders kaydı var" mor çantası. aradaki fark çantanın nereye takıldığıyla başlıyor: dirsek-kol arasına takılanlar ve omza asılanlar. neyse işte, niyeyse bu çanta, renklerin görevini, yerini, ne olması gerektiğini filan hatırlatan bi işaret olsun istedim. böyle manalar yüklenince ağırlaşıyor tabii. renklerle ilişkiyi hatırlatan çanta, bu ilişkiyi düzeltip bakınca görmek istediğim resim haline getirecek. sinsi planlar dehlizi. çelişmeyeyim, yeter.
sonrası ah çok benim, çok bizim, çok güzel.
2 yorum:
sonrası... iyilik güzellik
hayırdır inşallahhh! dili ısır tahtaya tıktık.
Yorum Gönder