dün efendim, (bari) sanatsal faaliyetlerle sosyalleşmek amacıyla biricik blogırımız jelatinin fazladan aldığı opera biletine kondum. davet edildim, gittim. trafiğin içinde, derinlerinde ve kuytularında, jelatin hanımın şiir gibi küfrettiğini burdan bildiririm. yok ciddiyim. yani hiç öyle "aaa kıza bak yuh ne dedi" filan diil. eğlenceli. o sövsün ben dinlerim, o derece.
benim de co-pilotluk maceram hazin bi şekilde sonlandı. "şu aracı takip edelim o nereye gittiğini biliyo" diyerek karşı şeride geçmemize sebep oldum. sonra "TABİİ Kİ opera yukarda kaldı" gibi bi inada başlıyodum ki amcalar beni susturdular. yön duygum sıfır, iddiam sonsuzdur. neyse, jelatin ayrıca topuklu, topuklu dediysem ince hem de, ayakkabılarla bir tazı gibi koşuyo. opera önündeki kazılı yollar filan, bana mısın demedi. pıtır pıtır seke seke resmen. 4. Murat'a gittik efendim. müzikler şahaneydi de, replikler.. bilemoorum. serdAAAAArdır diye bi kelime yok. prozodi hatası demiyeyim, o kadar çok vardı ki adeta bir stil olarak kullanılmıştı. ya da türkçe kelimeler çok uzun olduğu içindir, "padişahımıza" mesela. 6 hece. böl böl söyle. en çok dilfigarı sevdim ben.
bugün bugün bugün...o kocaman dünya bankası dataları filan, hiçbirinin okunmadığını basit bir dört işlemle anladık. birbirine eşit olması gereken sayıdan biri diğerinin yaklaşık 7 katı ve bu haliyle tam 5 ayrı birbirinden saygın kaynakta kullanılıyo! Sabuş'un dediği gibi: sen hala şaşıracak şey buluyo musun? şaşırmıyorum da bu saçmalığı düzeltmek bana kalıyo. az zamanda çook ve büyük işler başarmaaaak mesele. ne sıkıcı şeylerden bahsediyorum allahım.
uyku vakti teletabiler. yarın çok yorulucam sonra istanbuldan minik gamzeli bi hanfendi gelicek. özledim kendisini.
29 ekim'de can dündar'ın mustafa belgeseli geliyo. merak ediyorum. antonio banderas'ı atatürk yapıcaktık hani? neyse, filmin adının mustafa olması bile bence güzel ve samimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder