yeni kanun tasarısına göre kardeşim (en hafif deyişle) evde kaldı. ben 10 yıldır "evlenilebilir"liğimi kullanmadığımdan zaten kız kurusuyum. nasıl oldu da görmedim, atladım, algım mı seçmemiş, seçmek mi işime gelmemiş bilmiyorum ama üzmez yasası gibi dahiyane bi fikir var ortada. yeni evlilik yaşı: 14. olsunmuş. "kız çocuğuna tecavüz eden yaratık onunla evlenmeyi kabul ederse, suçu kalksın"mış. yine. bitmişti bu saçmalık. yangında ilk kurtarılacak şey namus değildi bi ara, insanlıktı, vicdandı. yine yeniden aynı pilavlar dibi tutmuş halde sunulmasa? o konu kapanmış olsa artık, geriye dönmesek?
cumhurbaşkanımız pedofil. bunu ben değil, saadet dolu yuvasının biricik eşi söylüyor. aşkına kavuşmak için 15. yaş doğumgününü zor beklemiş, o gün kıyılmış nikah. kendisi 30 yaşındayken. pardon ama, 30 yaşında bi adam geçen yıl kardeşime talip olsaydı a) gülüp geçerdik b)biri delirip kafa göz dalardı c) alttan alıp tedaviye filan yollardık. o adamın büyüyüp cumhurbaşkanı olma ihtimalineyse inanmazdık. buralarda böyle bu işler. tahmin edeyim, yaşıtlarına göre çok olgun, bebeklerini çoktan kenara koyup "anneciğim bugün baklayı ben pişireyim mi, dedemin altını ben temizleyeyim mi, kardeşime patik öreyim mi, turşuluk lahana seçeyim mi, babacvım çok çalışıyorsunuz umarım size layık evlatlar olmuşuzdur" filan diyen muhteşem bir genç kız idi kendileri. kız çocuğu değil bakınız, genç kız. evlenilesi. aşkla. 15. yaşgününü zor bekleyip. bi de utanmadan coşkuyla, kıvançla anlatılası bi hikaye. hani "o zamanlar öyleydi" deyip geçmek değil, yo yo biz aşığız. stockholm sendromuna giriş 101. "beni öyle seviyo ki". resmen öyle sarhoş olsam ki bir daha ayılmasam dediğimiz ruh hali.
neyse bu fon müziğinden sonra, bahane üretim tesisleri şöyle açıklıyo durumu: kız çocuğu tecavüz sonrası bebeğiyle kocasız, babasız, erkeksiz, bir başına yapayalnız kalıyormuş, kol kanat gerecek bir sapığı olmuyomuş yanında. yazıkmış. layık olduğumuz yönetim şekli bu. tecavüze uğrayan zorla hem eş hem anne yapılıyo, tecavüz eden de zorla hem baba hem koca. tamam kadına bin kere daha yazık ama düz mantıkla bakarsak, o adamın da tedavi edilmesi, hiç olmadı ıslah edilmesi lazım, sırtı sıvazlanıp düğünde altın liralar takılması değil. zaten normal değil, iyice sıyırır. sıra öz çocuğuna gelir. yaptığı yanına kar kalmış bi sapık o hanehalkı üzerinde tanrıcılık oynar. ki bence tanrıcılık, bu topraklarda birçok küçük evde farklı kul rolleriyle oynanan en popüler oyunlardan biri. sonra da ne diycen adama, "vay hain, niye biricik eşine bunu yaptın" mı?
korunması gereken fanus içi gülü olarak kadın. evi erkeksiz kalmasın diyeymiş yani.
koru kolla, pamuklara sar okşa. öööeh be. yeter cidden. yeter.
"anneyim ben" diye program başlamış. "anne değilim ben" daha enteresan olurdu bence.
bu rolden çok memnun hemcinslerim "ay kapı kolu mu, ben onu nasıl açabilirim ki, incinirim"ciler filan var, mümkün. "merhaba ben kadın, adım yok memem var, hadi beni koru, var gücümle üstüne çökücem, yüküne yük olarak eklenicem çünkü ben narin, ince ruhlu potansiyel bi anne, milletimizin gülüyüm, işim bu" halleri. yüzsüzce. o gelinim olur musun programındaki "ben ilkokul mezunuyum ama kocam en az üniversite mezunu, kendi işini kurmuş ve askerliğini yapmış olsun" talepkarlığı. bu hale nasıl gelinir, yine bi stockholm sendromu bence. varlar evet, mutlu olduklarına inanabilirler ve hatta ben bile bi an için inanabilirim. ama bu, durumu normalleştirmiyo.
birileri de çıkıp mesela, tecavüze uğramış kıza, olay yeniyse, ertesi gün hapı verilmesini önerebilir. eskiyse, istediği takdirde yasal hakkı olan kürtajı önerebilir. yok artık her şey için çok geçse o kız çocuğu öncelikle ailesinden uzaklaştırılabilir. tecavüze uğrayan kadınlarda zaten kendilerini suçlama eğilimi var. hayatı yeniden verilebilir kendisine. -ebilmek. özetle, yazılı olan şeyler mesela, uygulanabilir. tecavüze uğrayan bi kadına bakıp "aa anne oldu bu lay lay lom" çeken zekilerin çocuklarına çok üzülüyorum. giren ve girilen düzeyinde bir seks anlayışı, üreyen ve üremeyen düzeyinde bi insan ayrımı.
ILO, çocuk emeğini tanımlamak için önce "çocuk"u tanımlamak zorunda kaldı. hala debeleniyolar. bize sorsalar keşke. bakınız, 3 çocuk yapıp mahalleye salabilme yaşını 14'e çektik. demek ki çocuk dediğin anca 13 yaşında olabilir. modern zamanlarda matematik böyle kolay. X yıl dayak ve tecavüz yaşayıp "kocandır sever de döver de"yle katmanlanan acıları bastırmak için intahar yaşı ise 14+X. ne kolay di mi.
"feministler bastı diye değiştirdik zaten"miş. bu adamlar bi de 5 vakit namaz kılıyo. zemzem suyuyla filan kırklanmaları lazım. keşke katolik olsalardı, bari haftada bir günah çıkartıyolar en azından der, bi açıklama yapardık bu geniş gönüllere. tutarlılık arıyorum, saçma. yemişim din kurumunu da evlilik kurumunu da hukuk kurumunu da. kurumsal acılar bunlar zira.
kadının yeri evi tabii. doğurabildiğine göre, doğurmalı. hayat acıdır, soğan acıdır, hayat soğandır, soğan hayat ışığıdır. böyle sofistikeyiz biz. en yeni bilgimiz "siyah ve beyazın renk olmadığı" filan. oysa bilim ilim der ki, her 50 yılda mı 100 yılda mı ne, ortalama olarak tabii, adet görme yaşı bir yaş geri gidiyomuş. özetle siz tahminen anneannenizden önce adet gördünüz gibi bi şi. yeni kuşak içinde, hormonlu gıdalar filan da eklenince, elindeki hijyenik pedle ne yapması gerektiğini bile anlamayan bir sürü 10-11 yaşında kız var. büyüdü mü onlar yani? kan gördük kadın olduk, bu mu? hayır madem bu kadar basit, 17 yıldır ne okutuyosunuz beni? elin hırvatının afet yönetimiyle reflü olmam ne kadar saçma? kan gördük kadın oldum.
bir hakimin türk filmi şerbetinde "kucağında bebesiyle perişan ana" resmi çizmesi mide bulandırıcı. daha sen otur anlat, koca tecavüzüne itiraz hakkını. karşında cübbeli, mahkemenin en tepesinde, kudretli filan bi hakim var. "toplumun gerçeği" diye kanaat kullanıyo. üzmez denen adama da "maşaallah bu yaşta hala kuş ötüyo amca" ödülü verilsin o zaman.
ya onu da geçtim, bu heteroseksüel mahkeme koridorları, sadece kızlara mı tecavüz ediliyo sanmakta? erkek çocuklarında durum nedir? evlendirip namusunu kurtaramadığımıza göre onlara sadece "kurban" rolü kalıyo. erkek çocuğuna tecavüz eden de çocuğun yeni kirvesi olsun madem, yaşam boyu yanından ayrılmasın. bir sürü histerik yetişsin, birbirimizi keselim.
daralıyorum.
6 yorum:
daralma buda geçer bu memleket ne yasalar gördü :)))
bazen deriz ya "bu insanlar içimizde sokakta ellerini kollarını sallayarak yürüyorlar" vesaire. Bak durum ne akılalmaz bir hal aldı ki, bu insanlar mecliste, ahahha hatta inanabilio musun bir tanesi reisi cumhur, hakkaten bak.
çok beğendim, üzüle kahrola beğendim.
andımız olarak bu yazıyı okutmalılar.
ben ikinci paragrafı dövme olarak yaptırabilirim bile.
çok etkilendim okurken,bu kdr geniş,her akla gelen soruya bi sonraki satırda cwp olan bi post okumamıştım uzun zamandır..
bi olayı unutturcaklarına -ki unutturmadıkları için tşk.ü bi borç bilirim-yeni yasalarla daha da gülünç duruma düşüorlar.
fonda 'güldünya'yı duyar gibiim..
ne kadar aynı şeyleri düşünüyoruz. aslında birçok konuda bu durum geçerli ve sadece sen ve ben değil yorum yapanlar okuyanlar da dahil ama hiç birşey yapamıyoruz..hiç bir şey yapamıyoruz ne yazık, bugünlerde sürekli bu konuşuluyo hiç bişey yapamıyoruz ve napalım bunlarda geçicek diye.
mr.paradise: rahatlatmadı ya, neyse :)
mermaid: fırsat eşitliği böyle bi şi işte.
sothyz: teşekkürler :) ama bi ömür taşınmaz bu yazı.
eğreltiotu: teşekkür ederim :) annelerinin bi ufak şişede zehir ikram ettiği kız çocukları ülkesi. bu arada, geçen yoruma cevap veremedim filan ama, memnun oldum efendim.
yorgan: evet, ağız jimnastiği hali var. ordan da halimize şükretmeye geçiyoruz. orda kalıyo genelde.
Yorum Gönder