21 Eylül 2010 Salı

loç- çol

dün ben kuş gibi üşüdüm. gerçi kuşların tüyü var, kabartıyolar filan. sonra ısındım ama galiba biraz geç kalmışım. bugün de bana ekstralarc, ekstralarc bir yağmurluk desteği alarak ofisciğime koştum. trafik ne kadddaaar sevimsiz bir şey yahu. gerçi eksik kalan sabah uykumu aldım ama neyse işte. yine de dırdır yok. "trafiğini sevdiğimin şehri" diyoruuuz, hop konuyu değiştiriyoruuuz. boğazımdaki arılar da vızıldar vızıldar gider heralde. böyle yattık-kalktık hızında mevsim değişiyor ya, hızlı geçişlere ayak uyduramıyorum.

istanbulun alacakaranlığında deniz trafiğini seyretmeyi seviyorum. sonra karanlık çöküyor ve sadece ışık kalıyor geriye. yukardan hepsini sakince, fosforlu karıncalar izler gibi izlemek.

loç var bi de. loç vadisi, kastamonu. cürete karşı cesaret yeri.
buyrun:
cüret ve cesaret.
loç vadisi uzun zamandır gündemde. ya da yani, bilenlerin gündeminde. jandarmanın rolü ise bambaşka bir hikaye. "sağ baştan say" dediğinizde sayılacak ilk 5 HES direnişinden biri loç. neyse, bunlar okumanız için. bunlar, okumadığınız ve okutmadığınız sürece, manşetlerde zaten yer almayan ve itinayla silinip giden haberler olduğu için. sarı yazma, karadeniz ve loç, isyandalar.

bu bilgi kaynağının güvenilirliğini her zaman sorgulayabilirsiniz; ama o güzide reklamda dendiği gibi, daha iyisi yapılana kadar, en iyisi bu. en azından bir şeylerin ters gittiğini duymak için, işe yarıyor. tabii az buçuk sabırla okumak da gerekiyor, hap yapıp yutturulan özet kutucuklar ve alt başlıklar kolaycılığını burda işletmiyorum, üzgünüm.

bir şeyler zor; ama okumamak veya bilmemek kolaylaştırmayacak. inadım inatsa, tamamen bundan.

1 yorum:

Damlo dedi ki...

http://www.ugurgursoy.com/index.php

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker