20 Eylül 2010 Pazartesi

dalgın

dün ne güzel bi gündü. ışık, kapadokya derinliği ve zıplayan metal bilyelerle ilgili bir gündü. şampiyonların kahvaltısı, sımsıcak çilekli çikolata. sarı-yeşil-beyaz uyumunun güzelliği. peynir tabakları ve ev sineması seansı. içkideki uçuk fiyatlara bakıp "ne zamandır ortalama bi şarap 29 lira yahu" dumuru. 3 euro olmalı arkadaşlar, bakınız 6 lira. sahiden, içki fiyatları hiç normal değil. normalleştirmeyin.

bunun dışında, bugün de havaifişekli bir kutlama günü. aslında. benimse içimde bi yer bozuk buruk. yok bunlardan değil, bile bile yaptığım hatalardan veya yapmadıklarımdan. saman alevinden, haklı olup haksız duruma düşmekten. bolca ablalıktan biraz da inattan. öyle işte blog, bi bakmışsın, iki kere iki kiki ediyomuş. ben ben ben hiçbi şi anlatamamışım en yakınımdakine, uzaktan yakınıma. ne bileyim. ben hep o kaçındığımı sandığım salaklığı, yine bir daha. of bana. ölü fare rengi bir hal. tasdikli hallerinizin çürüyerek ufalanması.

bugün benim için, "ah makyaj alerjim var ondan gözüm sulanıyor" yalanı, bi kavanoz yaban mersini  kurusu ve saatlerin geçmemesi. daralıyorum. bir durmak, durup havalara bakmak istiyorum, gök görünmüyor.

aa bi de, rodopluyla tanıştık nihayet. yatağımda okuyarak doymak istiyorum şu an, öyle bir mızmızım.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker