ne kadar hazin. hazin işte. hüzünlü hazin. hüz hüz hüz. hatta: ne kadar hazin, hüzünlü ve sevdalılar. evet bence de sertab. b ile di mi? p daha kolay.
bahçevan, kulak burun boğazcı, yoğun bakım hemşiresi, resepsiyonist, en çok da alış-satışçı/mühendis/ finans uzmanı/ teknisyen filan olmak istediğim anlardan bir demet sabah saat 11de ve tam şu an, yani her zamanki gibi günde 2 posta, önüme saçıldı. demet demet anlar biriktirdim yine. stratejik pazarlama yöntemleri nedir, ne değildir, merak bile ettim yani. muhasebe derslerimi andım. "ikna kabiliyeti yüksek" kısmı nasıl anlaşılıyo acaba? kendini işe aldırmayı beceren kazanıyodur heralde, doğal yoldan eleme. ama şimdilik favori "aranan özellik"i sizlere gururla sunuyorum:
"Ressamın resmine duyduğu tutkuyu, yönettiği projeye duyabilen"
aklımıza bob ross gelmiyor mu, geliyor. peki bu cümleyi kuran sivrizekayı merak etmiyo muyuz, ediyoruz. esas onu merak ediyoruz. evire çevire dövmez miyiz? belki ben tek başıma döverim.
oyuncak-kamping satış elemanı bile aranıyo yahu.
.
yo hayır hayır hayır küfretmedim.
saniyenin milyonda biri kadar bi zamanda ağlamış olabilirim, bi tek bi "fırk" sesi çıktı.
Kayıtlar
9 yorum:
resim sevinci, trt2, deryaköroğlusaçlıadam!
başka "fırk"lar olmaya :(
mua.
bugün daha farklı bir post beklerdim
indis: fırklar var bu ara ama hıçkırık gibi geliyo kulağa. o adamın kendi boya markası var bi de.
witness:maalesef siparişle çalışmıyoruz. ve anneler günü'nde dendiği üzere: "bir gün değil, her gün". eh o kısmı da sanırım yapıyorum.
bir arkadaşım p&g'ye işbaşvurusu sırasında bu cümleyi kurdu ve adamlar ondan etkilendi desem, acaba iş dünyasında klişlerin işler olduğunu anlar ve isyan eder miyiz. ben ederim.
deryik,
artik ne yazacagina-ne yazmayacagina bile karisan yada en azindan laf eden - laf sokan birileri var.
" bir okuyucu yorumu " olarak algilamak mumkun degil.
si-men: aman allahım yani bu cümle klasikler arasında mı yer alıyo?!
isimsiz: sadece bi beklenti söylenen şey, "vay sen bunu nasıl yazmazsın/yazarsın" değil. öyle bir şey ima edilmediğini biliyorum. bu beklentiyi de yorum olarak alıyorum ben, bi zarar görmüyorum. hem varsın istenen yazı 12 eylül'le ilgili olsun, di mi yani? sadece bu konuda tam da gününde konuşmam gerektiğini düşünmüyorum, zaten bolca bahsettiğim bir konu ve şu ara iyi de değilim.
bi de ricam, isimsiz olmaktansa en azından bi isim yazmanız, böylece birbirine karışmaz isimsizler. xyz bile olur.
Yorumumu bırakıyorum, artık nere düşerse ..
beher yazındaki enerjini muhtelif zamanlarda alır, save'lerim. namaruf nick'imle bazen tefsir de eylerim. Namütenahi kıraatlarım zevk iledir, elbet yoktur şikayetim deryik;
yalnız ramazan dolayısıyladır terennümüm benim. Bayram günü gelsin,
küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerindeb öperim.
nasil ya, sen turkiye'nin yakin tarihinin bloggeri misin?
yaz deryikko, aklina ne geliyorsa sen onu yaz. allah allah.
bir de dilerim ki firk cikmasin. cafe? olamaz mi? bir sekilde? cok mu hayalciyim?
bi de ben, pinat.
Peanut Butter and Black Coffee burda gaz vermeni anlamadım illa birbirimize düşürme telaşına kapılmayı anlamıyorum Deryik gereken cevabı vermiş sakin ve güzel bir dille,anlatsak ayrışmayız sevgiler..
Yorum Gönder