12 Şubat 2009 Perşembe

tartışmayı açıyorum (hep bu cümleye özendim ben).

yeni kanuna göre, evlilik sebebiyle işten ayrılan kadına kıdem tazminatı verilecekmiş. 1 yıl çalışmış olma koşulu filan var tabii.

bu bi nedir?

düşünüyorum düşünüyorum, bi kadının evlendi diye işten kovulmuş gibi davranılıp kıdem tazminatı almasını açıklayamıyorum. bu kadın için "evlenince işi bırakma" durumuna teşvik gibi geliyor bana. yani evlenip işi bırakmak, bir zorunluluk hali sanki. olmazsa olmaz. patronun üstlenmesi gereken bi şi. "evlilik yüzünden istifa" değil. tazminatı hak ediyor. kadın, evlenip işi bırakınca bir kayıp yaşamayacak böylece.

abesle iştigal bi durum görüyorum ben. "evlenince hiç çekinmeden işi bırakabilirsiniz, artık kıdem tazminatı var!" gibi bi şi bu. ben mi anlamıyorum, kaş yaparken göz mü çıkmış?

hem niye kadın sadece? erkekler evlenince işi bırakmıyo tabii, daha da asılıyo. bu da gerzekçe. "karıcım uslu uslu otur ben 2 kişilik kazanırım" diyen adamda bi enayilik yok mu yani? evlenen erkek olsa, zam isteyebilir mesela. "patroncum evlendim, harcamam arttı, evin erkeği oldum". kadınaysa kıdem tazminatı. "şekerim sen işi hiiç dert etme, al tazminatın, koşa koşa mantı aç" gibi bi şi bu. sanki. gibi geliyo bana. daha iyi bilen varsa rica edicem anlatsın.

ayrıca kadın evlendi diye işi bırakıyosa kıdem tazminatını koca ödemeli bence, patron değil.

ve daha da ayrıca, kadınların işe alınmasına iyice engel olucak bu. "aman ilerde evlenip işi bırakır, bi de kıdem tazminatı ödemek zorunda kalırız"a dönecek olay. şu genç yaşımda "bugün, yarın ve daima"yı kapsayan bi medeni hal sorgusundan geçerek işe alındım, ordan biliyorum.

evet tartışmayı açtım: ben anlamoor. hayırlı uurlu ossun.

8 yorum:

kayipsimurg dedi ki...

Bu aslında yeni bir düzenleme değil. Hemen her iş kanununda bu hüküm vardır.
Sizin bakış açınız doğru da olsa, bana göre hayatın gerçeklerine uygun bir düzenlemedir. Olan ile olması gereken arasında ciddi bir fark olan ülkemizde bu türlü pozitif ayrımcı hükümler az bulunduğundan sahip çıkılası bir hüküm olduğu kanısındayım.

deryik dedi ki...

evet sonradan gördüm, yeni bir kanun değilmiş, benim hatam.

sorun şu ki ben pozitif ayrımcılık göremiyorum. yani anlamadığım yer bu. hangi konuda pozitif ayrımcılık bu? "kadının işi bırakmasının kolaylaştırılması" mı? kadının iş gücüne katılım, siyasete katılımda pozitif ayrımcılığını konuşsak, anlarım. evet, hayatın gerçeklerine uygun. onun için genç kızlar 18-25 yaş arası çalışıp sonra en üretken dönemlerinde işi bırakıyolar mesela. ama hayatın gerçekleri doğru olan değil dediğiniz gibi, bence devlet teşviği de gerekmiyor bu konuda. pozitif ayrımcılık, gerçekleri olması gerekene yaklaştırmak için kullanılmalı bence.

kayipsimurg dedi ki...

Hani tartışma dediniz diye sürdürüyorum. Derdim bişiileri ispat değil yanlış anlaşmayalım ilk yorumdan...
Pozitif ayrımcılık dedim çünkü: kadınların çoğunluğu evlendiğinde işi bırakıyor zaten. Kıdem tazminatı doğuran nedenlerden biri olarak, sırf kadına, evlendikten sonra bir yıl içinde işten ayrılması halinde kıdem tazminatının ödenmesi sizin baktığınız noktadan evet en verimli oldukları dönemde işten ayrılmaya teşvik gibi görünse de uygulama içinde zaten işten ayrılmalar olduğundan kadının haklarının kaybolmaması gibi bir fayda sağlamaktadır.Bu anlamda iş kanunun bu düzenlemesi devrimci bile denilebilir. (Ülke gerçeğinin göz önüne alınmasıyla yapılmış bir düzenleme oluşu sebebiyle.)
Haa işin bir başka boyutu ki bu da ülke gerçeğidir. Kadın kıdem tazminatını kocasına araba alması için verir ve o araba erkeğin adına olur çoğu zaman. Kadın komşularına dert yandığıyla kalır.
Bu konu uzar gider ama ben burda keseyim :)

gregor samsa dedi ki...

deryik, konuyla ilgili uzuuunnnnn bir yorum yazacaktım ama anayasa mahkemesi konuyu daha önce inceleyip neticelendirdiği için onun linkini koyuyorum. Anayasa Mahkemesi bu kararında bu kanunun çıkış tarihinde yürürlükte bulunan diğer kanunlara atıfta bulunarak kadına neden böyle bir olanak tanındığınıda belirtiyor:

http://www.muhasebetr.com/guncelmevzuat/dnet/mevzuat_oku.php?mevzuat_id=632



Not: sadece şunu ekliyim, 1971 tarihli 1475 sayılı İş Kanunun yürürlükte kalan tek maddesi kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesidir. 4857 sayılı iş kanunu ile 1475 in tüm maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Kapsamlı bir milli gaza gelme gününde (misal Türkiye’ nin Dünya Kupasında final oynaması vb) yürürlükte kalan bu tek madde olan 14. madde de ortadan kaldırılacaktır. Yeni düzenleme ile zaten kıdem tazminatı da olmayacak, bunlar kanun tasarısı olarak mecliste beklemektedir.

Adsız dedi ki...

http://www.taraf.com.tr/makale/3991.htm

okurken sen aklıma geldin.

voodoo girl dedi ki...

kanunu, nasılını, nedenini incelemedim ama yazını okurken 'kadın kısmı'nın hayattaki en büyük başarısını bir erkeği evlenmeye ikna etmek gibi gören bir toplumda yetiştiğimizi hatırladım bir kez daha.

Mr_TD dedi ki...

Böyle maddelerin ne kadar anlamli oldugu konusunda acikcasi cok süphem var. Eger kadin evlilik sebebi ile isten ayrilirsa nicin tazminat ödensinki ona? Sonki zorla evlendirildi de , bu da sus parasi gibi.
Diger olayda söyledigin gibi , ya durum erkeklerin basina gelirse. Farzedelim kadin süper kazaniyor, bir de cocuklari var , bey sen evde kal , ben süper kazaniyorum, sen de cocuklarla ilgilen derse acaba erkeklerin de tazminat hakki olacak mi :)
Esitlikse her konuda :D .

hep dedi ki...

Kadının, evinin hanımı olmasını teşvike yönelik bir hüküm işte. De, ben de sana katılıyorum, bunun işçinin kendi isteğiyle işi bırakmasından niye farkı olsun ki? Bu hükmü hatırlattığın iyi oldu, ben de artık kadın çalışan almayı düşünmüyorum bir işveren olarak :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker