bu hafta bitince yola çıkacağım; kavuşmalara. ben bu yola çıkmayı çok bekledim. çok güzel bir 8 gün geçireceğim. tatil değil bu, daha fazlası. şehir haritalarınca bir bekleyiş, başka bir şey, tarifi zor. hem ihtiyaç hem başlangıç bu. ilk. iğne oyasının başlangıç ilmeği gibi. çok yabancı olana merak değil, çok tanıdık olana hasret. hani film fragmanlarında "bu tatil zamanı...her şey farklı olacak..." der ya boğuk bir ses, ondan sonrası.
şu yukarıdaki fotoğrafa bakıyorum günlerdir. pek güzel; ama aslında beni çok heyecanlandırmıyor. beni heyecanlandıran şeyi buradan bakınca göz seçmez, orada bir ufak nokta. bir ufak nokta, bir koca dünya. yoksa ışıklı bir şehir, istanbul veya paris veya londra veya tokyo veya buenos aires, zaten güzeldir. bu şehre bakınca beni heyecanlandıran şey, bu fotoğraftaki güzelliği değil.
bu kadar işte.
3 yorum:
seni heyecanlandiran seyi cok iyi anliyorum, benim de ihtiyacim var boyle bir "tatil"e :)
"Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi." Yusuf atılgan
Bir şehrin suretidir fotoğraflardaki. Yaşamak yahut yaşanmışlıklara tanık olmak gerek. Kalabalık caddelerinden ziyade, ücra sokaklarında gezmek gerek. Gösterdiklerini değil, gizlediklerini bulmak gerek.
Bir şehri anlamakla mümkündür heyecanlanmak. Bir şehri anlamak içinse sureti değil gerçeği görmek gerek.
Bir de bir şiirim geldi aklıma okuyunca yazdıklarını. Belki de "Başka Bir Şehir" olmak gerek diyerek;
"Ben başka bir şehir olmak isterdim. Daha önce anlatılmamış, uğruna şarkılar, şiirler yazılmamış; nice aşklara, acılara, mutluluklara, kavgalara sahne olmamış bir şehir...
Ben başka bir boğaziçim olsun isterdim. Tam ortasından suretimin düştüğü ve tekne olduğum, balık olduğum, dalga olduğum, martı olduğum...
Bambaşka bir şehir olmak isterdim,
Tarih kitaplarında olmayan.
Adının tüm harfleri ben olmak isterdim o şehrin.
Ne ben İstanbul...
Ne de İstanbul ben..."
Yorum Gönder