gitmeden önce dip not:
sevgi soysal okumayı gerçekten seviyorum. geciktirdiğim yıldırım bölge kadınlar koğuşu'nu da bugün okudum, dört etti. dördü de ayrı yer etti. kitapta en çok türkan tanıdık geldi, türkanı hatırlatan arkadaşlarım olduğu için sevindim.
yaşamadığı darbelerin travmasıyla boğuşan bi kuşağız malum. gitmesek de görmesek de o acılar bizim acılarımızdır. orda dimdik, bi kitap boyu... üstelik sevgi soysal, bağırmıyor, ağlamıyor. sadece aktarıyor. on kaplan gücünde bi sesle. mütevazı, kendinden emin insanları seviyorum, hatta o dinginliklerine imreniyorum. biçok kuru gürültüden, aslında bir şey söylemeyen yakarmalardan daha yüksek çıkan seslerine de.
hayatı sevmek mühim mesele.
"her canlı ölümü tadacaktır" diyenlere inat, "her ölüm erkendir" işte.
11 yorum:
her canlı ölümü tadacaktır lafını kahvehanede ki rıza abi söylemiyor. kutsal bir kitabın gönderecisi söylüyor..her nüans ufaktır ama fark yaratır.
aksini söylediğimi de, kahvehanedeki rıza abiden bahsettiğimi de hatırlamıyorum. kutsal kitaplar ve göndericileri meselesi de bireysel inançtır. bunu bi şehrin ana kavşağındaki mezarlığın girişine yazmak da kitabın emri değil ya.
Kuran'da geçen bu cümleyi her vefatın arkasından sakız eden ben değilim. bahsettiğiniz kahvehanedeki rıza beyler mesela, bolca kullanmaktalar. günlük hayatta kullanılıyor, gazetelere okuyucu yorumu oluyor. "diyenler" derken kast ettiğim buydu. ben bunu söylemeyi, böyle telkin edilmeyi tercih etmiyorum. sevgi soysalın gencecik yaşta kanserden öldüğünü de belirtirim.
bu yazıya anca bu yorumun gelmesi de evet, hoşuma gitmiyo. her kelimeyi harf harf açıklamak da hoşuma gitmiyo. her şeyin dine saygısızlık olarak görülmesi de.. bu yazı sevgi soysalla ve onun kitaplarıyla ilgili, yaptığınızı sandığınız düzeltmelerin av yeri değil.
evet deryik hanım onca yazıdan tek cümlenizin cımbızlanıp argüman olarak kullanılması rahatsız edici olsa gerek..haklısınız bu konuda..
hrm anketler muhafazakarlaşıyoruz diyordu, reeldeki gerçeklik payını görmüş oldunuz. her canlı ölümü tadacaktır ayeti sizi geberteceğiz ulan mahiyetiyle indidirilmemiş olup, ölümü düşünerek yaşayın öğretisini sunmayı amaçlamıştır. arada enformasyon kirliliğini de temizleyelim...
evet o bir ayet ..
bence ölmeyecek gibi yaşayıp, dünyaya katkı sağlamayanlara, kötülere kısaca, söylenecek en iyi cümle..
gerçi ölümlü olduğumuzu hatırlatmanın çok da zararı yok. CMYLMZ dvdsinde gayet neşeli anlatıyordu durumu.. juan franco gözlükleri :)
sevgi soysal bu kadar düşünüp, yazıp sana katkı yaptıysa, ben de senden bunu duyup okuyayım mı dediysem mutlu ona.
ben bir de Kazım koyuncu gittiğinden ne acayip dünya diyorum. Ölüm erken mi, o mu hızlıydı, ben de çok geç tanıdım falan ama.. zaman görece işte ya.. benim bin sene yaşasam yapamayacağım işleri bazıları günlere, saatlere sığdırıyorlar..
ya deryik seni okumak ve sana yazmak çok zevkli , yazdıkça yazıyorum valla.. genelde kısa ve öz severim, umarım anlatmışımdır...
calhan
Merhaba, hayatin bu garip tesadüflerini seviyorum, kac zamandir Sevgi Soysal okumaya baslamak fikriyle dönüp dururken ve her yeni yazarda düsündügüm gibi neresinden baslamali derken (uzakta yasadigim icin kitaplar uzanip alabilecegim mesafede degil su an) bloguna rastliyorum :)
okumaya baslamak icin bir önerin olabilir mi acaba?
mesela ben de en sevdiklerime, yakın arkadaşlarıma, aile bireylerine "anası s.kişmiş" demeyi çok severim. buradaki kastım annelerinin seks yaptığını, ve seks yapmanın çok güzel bir şey olduğudur. Allah herkese bol seksli günler bahşetsin.
isimsiz'le hemfikir olduğumu söylemeye gerek yok herhalde. malumu söylemek en sevdiğim olimpiyat sporudur ayrıca.
Her canlı ölümü tadacaktır, Avrupa da "Memento Mir" diye geçiyor. Yani ölümü hatırla.. Barok tarzının simgesi. Aslında baroktan hoşlanan birinin bu cümleden hoşlanmaması ilginç..
Allah'ın kelamına saygılı olmayı vurgulayan birinin, Allah'tan basederken "kutsal bir kitabın gönderecisi" diye bahsetmesi de ilginç. Böyle büyük bir ayrıntıyı atlayıp nüanslara takılması daha da ilginç..
Sevgi Soysal'ı bu yazı sayesinde tanımaksa güzel, teşekkürler..
Blog yazarına ufak bir eleştiri, yazıyı okuyana yazanın yeri geldiğinde açıklama yapmaktan gocunmaması gerekir bence, okuyan her ne kadar yazının amacını anlamamış, nüanslarda kaybolmuş olsa da..
sevgili deryik,
bu yazıda kullandığınız iki ifadeye bayıldım:
"hatta o dinginliklerine imreniyorum. biçok kuru gürültüden, aslında bir şey söylemeyen yakarmalardan daha yüksek çıkan seslerine de"
Hakkikaten topluca hep davul çalmasak ya--davul güzel de abarttık.
"hayatı sevmek mühim mesele."
Çok güzel söylediniz--yalın ve kısa. Tanıdığım birçok güzel insan dünyayı sevmekten bir tür suçluluk duygusu hissediyor sanki. Bunu gördüğüm zaman hep sözlere dökemediğim, muğlak bir düşünce-his-rahatsızlık-arası-bir-şey esiyordu aklımdan. galiba buydu kafamda toparlamaya çalıştığım--ileride alıntı yaparım artık. bence çok önemli ve alakalı bir düşünce.
sevgi soysal-ı ilk sizden duydum. Halbuki tarifinizden sonra okuyasım geliyor. davullardan sonra keman sesi gibi bir şey canlandırıyor hayalgücüm.
blogunuzu kutlamak istiyorum--çok sevdim burayı. selamlar :-)
Sevgi Soysal ölümsüzler arasındaki yerini çoktan almıştır.
Hiçbir şey yapmadan çok uzun yaşayan insanlar ebediyen ölüyor. Boşverin aldırmayın onlara. Siz okumayı ve anlatmayı sürdürün.
"Yenişehirde Bir Öğlen Vakti" Sevgi Soysal'ın güzel romanlarından. Önerilir.Bir de güzel öyküleri var. Özellikle "Barış Adlı Çocuk" öyküsünü çok sevmiştim.
Saygılar...
ajda pekkan "ben hayatımda 333 filan demedim" demiş. ben de 333 demedim. ayet nedir, o cümle ne demektir, farkındayım, bilgi kirliliği yok. ben dindar biri değilim ve motivasyon olarak bu cümleyi seçmiyorum, o kadar.
bir de, barok değil, caravaggio severim, biri diğerini kapsasa da.
sevgi soysal'ın kitapları yeniden yayımlandı, serinin ilk kitabı tante rosa. bence de iyi bir başlangıç. barış adlı çocuk'u bulup okumam gerekiyo, o aklımda. bu tavsiyeden sonra da aceleyle..
sevgi soysal'ın keman oluşu da, sanırım kendisini en mutlu edecek tasvir olurdu.
Yorum Gönder