annem bi şiler anlatırken bi anda durup "aslında... tam fulyalık bir şey bu" dediğinde, öyle buruk gülümsediğinde, biz fulyayla geçirilen her anı bir salisede anıverdiğimizde ve o salisenin sonunda huzurla gülümsediğimizde, durumu "fulyalık"tan daha iyi anlatacak bir kelime bilmediğimizi fark ettiğimizde ve sırf bu sebeple fulyayı biliyor olmanın nasıl bir hazine olduğunu anladığımızda...
sanki bunların hepsi saatler sürmüş gibi yoğun geldi bana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ya isimsiz de yorum bırakabilirsiniz tabii ama keşke bırakmasanız... bi isim koymaya bile tenezzül etmeyince ben bozuluyorum niyeyse. hem sonra isimsizler karışıyor. böyle bissürü dert yani. yine de siz bilirsiniz tabii yan odacılar, benimki rica.