ruj dediğin: mor; ama fuşya morundan. hatta fuşyanın kendisi.
oje dediğin: begonvil pespembesi. begonvil en bodrum çiçeği.
kiraz konusu malum, geçiyoruz.
Elif Şafak bir yazısında, fuşya (ya da mor muydu?) renkli kadınlardan bahsediyordu; Amerika'da denk geldiği, bütün yaşına/kilosuna vs rağmen yaşam enerjisini kaybetmeyen, rengarenk giyinip illaki o fuşya rujunu süren bilmemkaç yaşındaki zenci (ay yok Afrikakökenliamerikalı, di mi?) teyzeden. "niye benim anneannem öyle değil(di)" diyordu. benim anneannem bu ekole yakın, inşallah ben de olurum.
begonvil rengi ojeyle ilgili bi şi okumadım; ama siz bunu okudunuz: FlorMar 127.
2 yorum:
ben yasliligimi dusunemiyorum
aysel gurel gibi cihangir de dolanirmiyim acaba :)))))
guzel: öyle yapıyorum zaten, teşekkürler...
vintage biscuit: ben bi "aysel gürelciler lokali" açmış olurum o zamana dek inşallah, bekleriz seni de. Babetli gelmen gerekiyo ama :)
Yorum Gönder
ya isimsiz de yorum bırakabilirsiniz tabii ama keşke bırakmasanız... bi isim koymaya bile tenezzül etmeyince ben bozuluyorum niyeyse. hem sonra isimsizler karışıyor. böyle bissürü dert yani. yine de siz bilirsiniz tabii yan odacılar, benimki rica.