Ben küçükken, yani 2-3 yaşında falanken, kafesteki manyak bi maymun, hevesle yan bakkaldan aldığım tipitip sakızı elimden kapmış, paketi büyük bi ustalıkla açmış ve sakızı çiğnemişti. Olay bir hayvanat bahçesinde değil, Feneryolu ana cadde'de geçiyor: petshop. Daha sonra aynı maymun parmağımı ısırmıştı. Sevmek için parmağımı uzatmıştım, sopa sanmış manyak. Annem ve satıcı çığlığıma koşmuşlardı, ben dehşet içinde tırnağımı kemiren maymunla göz göze duruyodum. Yazık aslında tabii ne işi var hayvanın o kafeste; ama 3 yaşındaydım be atam.
Pippi'nin maymunu Bay Nilson kimseyi ısırmaz.
bi nevi spider-man öyküsüdür bu. Anlayana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ya isimsiz de yorum bırakabilirsiniz tabii ama keşke bırakmasanız... bi isim koymaya bile tenezzül etmeyince ben bozuluyorum niyeyse. hem sonra isimsizler karışıyor. böyle bissürü dert yani. yine de siz bilirsiniz tabii yan odacılar, benimki rica.